Marcel Boll’ün Matematik Tarihi Kitabı Üzerine
Bülent Gözkan’ın çevirisi ile İletişim Yayınları Başvuru Dizisi’nden
2003 yılında yayımlanmış olan bu kitap Türkçe’de matematik tarihini özet bir
bakış ile gözden geçirmek isteyenler için çok uygun bir seçimdir. Kitabın Fransızca
orijinalinin ilk baskısı küçük hacimli “cep kitapları” yayımlamakla ünlü
Presses Universtaires de France’ın “Que sais-je?” dizisinin 42’ncisi olarak 1941’de
yapılmıştır. Daha sonra pek çok baskısı yapılan kitap Türkçeye 11. baskısından
aktarılmıştır.
Kitabın arka sayfasında tanıtım için aşağıdaki açıklama bulunmaktadır.
Matematiğin temel
kavramlarını ve matematiğin tarihsel gelişimini kolay anlaşılır bir şekilde
okuyucuya ulaştırmayı amaçlayan Marcel Boll, kitabını şöyle tanıtıyor: ''Okuyucu,
bu sayfalarda kendisine bir şey öğretilmesi çabasıyla karşılaşmayacaktır. Asıl
amacımız sezgisel, uyarıcı ve anlaşılır olmak olduğundan, zaman-dizinsel bir
anlatımdan, bir seçkiden vazgeçtik. Bunun yerine, öne çıkan bazı ana
düşünceleri, başlangıcından günümüze dek, yanlış adımları da atlamadan, her
birini günlük yaşamdan alınan örneklerle, çok sayıda çizelge ve şekillerle
aydınlatarak, karşılıklı bağlarını da ihmal etmeden ortaya koymayı uygun
bulduk. Bu çalışma, maddi evrenin ve insani çabaların tekniklerine çok yakından
bağlı, bu yaşayan ve son derece insani bilimin yapısına çok genel bir bakış
sağlamayı amaçlamaktadır.''
Macel Boll (1886-1971)’ün Paris HEC’de verdiği fizik ve kimya dersleri profesörlüğünün
yanı sıra hakkında belirtilecek pek çok şeyin en başında 1918-1958 yılları
arasındaki 40 yıllık süre içinde yazdığı 45 kitap nedeni ile yazarlığının geldiği
söylenebilir. Nitekim Boll’ün sadece “Que sais-je?” dizisinde altı kitabı daha vardır.
Öte yandan yazarın kitaplarında konuları ele alışına örnek olması
bakımından Matematik Tarihi’nde izlediği tarzına dair olan bazı saptamalarımı
yeri gelmiş iken de kısaca belirtmek istiyorum.
Boll matematiği sezgisel ve deneysel bakış yönünden işleyip irdeleyerek
ele almayı yeğlemiştir. Bu kapsamda kitapta matematiğin kavramsal temellerini
incelerken konuları matematiksel deneysellik için gerekli olan sezgisel
çıkarıma dayalı keşif mantığı temelinde ele aldığı görülmektedir. Bu da yazarın
matematiksel temelleri formalizm yerine Platonik idealizm veya diğer bir
deyişle realizm perspektifinden bakarak kurguladığını göstermektedir.
Sonuç olarak belirtmek gerekirse, Boll genelde bilimlerle ilgili yazdığı
diğer pek çok kitabında olduğu gibi burada da kitap içeriğini bütünsel
(holistik) bakış ile, yani kuram-kılgı bütünlüğü ile ele almayı yeğleyerek yaşam
için elzem olan somut gerçekçi bir tutumu benimsemiş görünmektedir.
Yaşamı bu tür anlayış ve kavrayış kapsamında algılamanın gerçeğin olasılıkla
en yüksek doğrulukta anlaşılmasında ne denli güçlü olanaklar sergilemekte
olduğunu diğer pek çok yazım da vurgulamış olduğumu anımsatmaktan geri
durmayacağım.