.

.
.

27 Mayıs 2019 Pazartesi

MATEMATİK VE DİN (Yavuz Özler, 26 Mayıs 2019)


MATEMATİK VE DİN                                                                    

Dostlarım, böyle bir başlık yan yana  neden gelir, biri insanı araştırmaya, keşif ve yaratıcılık, hayatı soru yağmuru içinde geçiren, diğeri soru sormaktan ziyade kabule dayalı bir düşünce sistemini işaret etmektedir. Üstüne  üstlük okullarımızda matematik dersinin seçmeli, din dersinin ise mecburi olması uygulamasının teşviki, yetişen nesil ve bireyler arasında derinleşen izler bırakacaktır. Mühendislik eğitimi almış, Elmalı Hamdi’yi okuyan, seçmeli/mecburi ders uygulamasının olmadığı, bir ortamda yetişmiş olmam dolayısıyla, bu çeşit dayatmaların neden yapıldığını anlamak çok güç değildir. Din bir inanç sistemidir, bir bilim değildir, deneye tabi tutulacak tarafı yoktur, inanmak, itaat etmek yeterlidir. Yetişen nesillere inancın aşılanmak istenmesi, ezber ağırlıklı, soru sormayan, aykırı olmayan, araştırmayan bir disipliner ortam yaratılmak istenmesidir. Özgür bir ortam yoktur, yapılacak seçimler, alınacak karar ve uygulamalar tarif edilmiştir, yazılıdır.                                                                 

Diğer tarafta matematik ise hayatımızdır. Matematiksel düşünce olaylara sistematik ve hızlı yaklaşımdır. Matematik sadece sayılar değildir, analiz, istatistik, inceleme, soyutlaştırma, temele inmektir.                                                

Dostlarım, matematiğin temelinde hem tüme varım, hem de tümden gelim vardır. Yaşamda başarımız yüzde beş zekâ, yüzde doksan beş çalışmalarımıza bağlıdır. Matematiksel düşüncede bilgiyi analiz etmek, olayların sebep  sonuç ilişkilerinin incelenmesi, araştırılması, tarafsızlık ilkesi içinde uygulamanın bir yaşam biçimi haline getirilmesi, bir problem, konu üzerinde farklı şekillerde çözüm yollarını, bağımsız olarak arayış vardır. 

Problem çözmek, matematiğin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu yolda belirsizliği ortadan kaldırır. Problemin anlaşılması, stratejinin seçimi, tablo yapmak çözümün üçte biridir. Bu oran, seçim yapmayan, düşünmeyenlerde de üçte birdir. Çarpım tablosu, üç, dört basamaklı sayıların, çarpma – bölme işlemlerinin zihinden yapılması, imtihanlarda kolay sonuç alma, dikkat ve farklı bakış açısı kazandıracak, aktif olarak iş ortamına daha kolay uyup, verimli çalışma sağlayacaktır. Matematik ve analitik düşünme, beynin çalışma disiplinini değiştirmekte, mantıklı, sağ duyulu ve sorgulayıcı olma özelliği yaratmakta, resim, fotoğraf ve ucu açık sorular sormak, çok yönlü düşünmeye teşvik etmektedir.                                                                                                       
Matematik, mantıkla hep yakın olmuştur. Aklın kurallarını mantık inceler. Matematik ispatla yükümlüdür, din, kabul edilme ve biat ister, ispat edilecek bir düşünce olmayıp kabuller vardır. Bilimlerin felsefeden ayrılışı matematikle başlamıştır. Kendi özgü alanı, yönetimi ve amacını belirleyen disiplinler sırasıyla doğa bilimleri, sosyal bilimler ayrılmıştır.                    
Bir süre önce özetlediğim, Matematiğin Kısa Tarihi - Ian Steward’ın belirttiği gibi, "Matematik olmazsa günümüz toplumu işlevsiz kalır.’’  Haberleşme, iletişim, ulaşım, astronomi, navigasyon, tıp ve tarayıcılar, bize yakın – doğal gelen her şey aslında matematiksel fikirlere ve yöntemlere dayanır. Matematik bazen bin yaşındadır, bazen geçtiğimiz hafta keşfedilmiştir. Din’de bir keşif durumu kavramı yoktur. 

Bir Ulusun dilinde düşünmeyi, sorgulamayı kötüleyen yaklaşımların çokça bulunması tesadüf müdür? Matematik bilimin dilidir. Amaç doğruya ulaşmaktır. Matematik, hayatımızın vazgeçilmez alanlarından biridir.                                   

Merak uyandırması, yaratıcı olabilmek, ezber olmayan, soru üretebilen, araştırmacı, aykırı ve en önemlisi özgür, hiçbir dayatma olmayan getirileri ile Matematiksel düşünce yaşam tarzımız olmalı, okullarda seçmeli değil, okutulması gereken derslerden biri olmalıdır.   
                                        
Mustafa Kemal  Atatürk tarafından yazılan Geometri isimli kitabı ve günümüzde kullandığımız açıortay gibi terimlerin varlığını, muharebede kullanılan topçu atışı, trigonometri bilgisi gerekliliğini unutmamalıyız. Yoksa birtakım milli değerlerimizden uzaklaşıyor muyuz, uzaklaştırılıyor muyuz, bu sorunun cevabını  Din edersi okuyan mı, yoksa matematik dersi okuyan mı düşünür ve verebilir!                                                                                          
Sorunun cevabı, ülkemizde yüz bin cami olduğunda mıdır? Diyanet’e, Milli Eğitim’e, bütçemizde ayrılan rakamlar da bir fikir verecektir. Birey, kararlarını, yüzde kırk aile, yüzde altmış sosyal çevre etkisi altında almaktadır. Toplum olabilmek için, özgür bir ortamda yaşam tarzımız, eğitimimiz, seçimimize bağlı olmalıdır, herhangi bir mecburiyet, dayatma olmamalıdır.

Yavuz Özler (26 Mayıs 2019)